Köşe Yazıları \ Şimdi ne bekliyor bu kâfirler?

Şimdi ne bekliyor bu kâfirler?

“Biz bunlara ve babalarına geçimlikler verdik de ömürleri uzadı;
şimdi mem-leketlerini her yandan eksilttiğimizi görmüyorlar mı?
Üstün gelen onlar mıdır?” (Enbiya 44)
 
Bilâkis biz onlara ve atalarına pek çok nîmetler, geçimlikler verdik. Dünyada onlara imkânlar, fırsatlar verdik. Ta ki onlara bu dünyada tanıdığımız ömürleri uzadı da, sağlıkları, sıhhatleri, bollukları, nîmetleri uzadı da, güçleri, kuvvetleri, mülkleri saltanatları uzadı da 70,80 yaşlarına geldiler. Küfür-lerine rağmen biz onların üzerinden nîmetlerimizi eksik etmedik. Şu andaki kâfirleri düşünün. Veya me-selâ Nuh (a.s) karşısında 950 yıl peygambere isyan, Allah’a küfür içinde hayat yaşayanları bir dü-şünün. Şimdi Allah’ın kendilerine yıllarca imkân tanıdığı bu kâfirler: Görmüyorlar mı yeryüzünü etra-fından eksilttiğimizi? Hâlâ görmüyor-lar, düşünmüyorlar, anlamıyorlar mı yeryüzünü etrafından eksilt-meye başladığımızı? Farkında değiller mi bunun? Allah’ın kendilerine uzun uzun ömürler verdiği bu kâfirler yavaş yavaş etraflarının nasıl eksiltilip daraldığını gör-müyorlar mı? Her geçen gün küfrün ve şirkin aleyhine İslâm’ın gönüllere nü-fusu, Allah dâvâsının adım adım kalplere yürümesi, İslâm coğraf-yasının genişlemesi, küfür ve şirk coğrafyasının daralması, küçülmesi anlatılıyor.
 
Görmüyorlar mı ki biz arzda ilerlemekteyiz. Görmüyorlar mı ki bizim dâvâmız, bizim mesajımız Arabistan yarımadasında hız-la yayılıyor. Bizim mesajımızın yayılışı karşısında, mesajımızı yayanlarla birlikte bizim de yürümemiz, bizim de birlikte olmamız karşısında küfür ve şirk dünyası daralıyor. Küfrün ve şirkin etkisi azalıyor. Kâ-firlerin etki sahaları daralıyor. Egemenlikleri sarsılıyor. Köleleştirdikleri müslümanlar birer birer uyanı-yorlar. İslâm dünyası birer birer kâfirlerin egemenliklerinden kurtuluyorlar.
 
            Bu ayeti bu ayetlerin nazil olduğu dönem için düşünecek olursak şunları söyleyeceğiz: Bir dönem Mekke’de on bin insan yaşıyordu. Onlardan biri bir gün Hıra mağarasına gider. Oradan inişinde o müslüman ve peygamber olarak döner. Böylece Müslümanların sayısı hiç yoktan bire yükselirken, kafirlerin sayısı ise 9999’a düşmüştür. Bir kaç gün sonra Hatice anamız müslüman olur, müslüman-ların sayısı ikiye yükselirken kafirlerin sayısı 9998’e düşer. Birkaç gün sonra Hz Ebu Bekir efendimiz müslüman olur ve müslümanların sayısı üçe çıkarken kafirlerin sayısı 9997’ye düşer. Birkaç gün sonra Hz. Ali efendimiz müslüman olur, müslümanların sayısı dört, kafirlerin sayısı 9996. Bir süre sonra Hz Ömer efendimiz kırkıncı müslüman, müslümanların sayısı kırk, kafirlerin sayısı ise 9960’a düşer. Bir süre sonra Mekke fethedilir, Mekkeliler müslüman olur ve müslümanların sayısı şu kadar çoğalırken kafir dünya bir şehrini kaybeder. Bir süre sonra tüm Suudi Arabistan yarımadası müslüman olup müs-lümanların sayısı artarken, kafir dünya bir ülkesini, bir coğrafyasını kaybeder. Bir süre sonra İslâm başka coğrafyalara yürür ve müslümanların sayıları, coğrafyaları, egemenlik güçleri artarken kafirlerin güçleri, coğrafyaları ve egemenlik alanları daraldıkça daralır.
 
 
Görmüyorlar mı bu ayetleri? Allah’ın kâfirlerin elebaşlarını yok ettiğini görmüyorlar mı? Kâfir-lerin yok edilişi bazen müslümanların eliyle olur, bazen de Allah kendi kendilerine onların yok edilişini sağlayıverir. Daha dün müslüman kanına doymayan zalim İzak Rabini kim yok etti? Müslümanlar mı yok etti? Allah kendi kendilerine yok ettiriyor zalimleri? Veya geçmiş dönemlerde ülkemizdeki din düş-manlarını birbirlerine kırdırmadı mı? Bazen bir fâsıkla da Allah düşmanlarını yok edip dinini yücelti-verir. Evet Allah kâfirlerin egemenliklerini, güçlerini eksiltiyor, bunu görmüyorlar mı? Etraflarını daral-tıyor. Tabi bu ayeti önce Mekke için düşünürsek, Rabbimiz her gün bir kaç insanı müslüman yaparak kâfirlerin sınırlarını, sayılarını daraltıyordu, bunu görmüyorlar mı? Kölelerini kaybediyorlardı. Her gün bir küfür beldesinin İslâm beldesine katılmasını, her gün bir küfür ailesinin İslâm ailesine katılmasını ve böylece etraflarının daraldığını görmüyorlar mı? Hattâ kendi oğullarının bile müslüman olduklarını gör-müyorlar mı? Kendi egemenlik sahalarının evlerinin içinde bile daraldığını, bitmeye başladığını gör-müyorlar mı? O gün böyle olmuştu, bugün de böyle olacak Allah’ın yardımıyla. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
 
 İşte şu anda Allah’ın dini İslâm küfür coğrafyalarına yürümeye devam ediyor. Sadece Almanyadaki müslüman sayısı bir milyon, Fıransadaki sayısı bir buçuk milyondur. Allah’ın dini evlerinin içine, ülkelerinin içine kadar giriyor. Bunu görmüyorlar mı? Ve işte dün köleleştirip her birini bir zalim devlet başkanına mahkum ettikleri müslümanlar bir bir özgürlüklerine yürüyorlar. Mısır, Libya, Sudan, Yemen, Suriye yıllar önce kaybettikleri özgürlüklerine yürüyorlar. Allah’ın izniyle kısa bir süre sonra hepsi eskiden olduğu gibi birleşip halifeli bir ortama yürüyecekler ve şimdi bizim üzerimize gelenler bir gün müslümanları kendi coğrafyalarında karşılamak zorunda kalacaklar, bundan kimseniz şüphesi olmasın.
 

            Şimdi ne bekliyor bu kâfirler? Bunu göre göre hâlâ galibiyet mi bekliyorlar? Müslümanlar kar-şısında üstün gelenler, galip olanlar onlar mı olacak? Galip gelenler onlar mı olacak, yoksa Allah mı? Bunlar kiminle savaştığının farkında değiller mi? Bugüne kadar kim baş edebilmiş Allah’la? Göklerde ve yerde egemen olan Allah’sa, mutlak güç kudret sahibi Allah’sa, Allahın dilemesiyle onların çocukları bile, vatandaşları bile müslüman oluyorsa kesinlikle bilelim ve inanalım ki galip gelen de Allah olacak-tır, Allah taraftarları olacaktır. Selam ve dua ile..

                                                                 
 Ali KÜÇÜK

 

 


Paylaş

Ziyaretçi Defteri

    Düşüncelerinizi bizimle paylaşmak için ziyaretçi defterini kullanabilirsiniz.

  • Deftere Yaz / Oku